Oyun tarihini derinden etkiliyen FPS türü, barındırdığı çok sayıda oyunuyla oyuncular ile her daim arasını yakın tutmuştur. Bu dosya konusunda da bu türün içerisindeki en iyi oyunların bir listesini çıkarıp sizlere sunmaya çalıştık.
Yalnız listeyi oyunların multiplayer kısmına göre değil, hikaye kısmına göre hazırladık. En iyi tek kişilik oyundeneyimi sunan FPS oyunları arasından son 5 yılda çıkanları temel alarak bir ‘en iyi 10 listesi’ hazırladık.
Hazırsanız başlayalım!
10- Mirror’s Edge
Aynı ismi taşıyan romandan yola çıkılarak yapılan Metro 2033, düşük bütçesine rağmen kalitesiyle oyunculara kendini gösterdi.
Post apokaliptik bir dünyada geçen Metro 2033’te insanlar nükleer kazadan dolayı açık havaya çıkamamaktadırlar. Dışarıdaki tek tehlike hava da değildir üstelik. Farklı türlerdeki mutantlar da sizi öldürmek için sıradadırlar. Bu sebeplerden dolayı metrolara sığınan insanların bir de kendi içindeki çatışması, sizi aksiyonda tutacak bir dünya için yeterli malzeme veriyor.
Vuruş hissi gibi konularda zayıf kalmış olması, Metro 2033’ün bu listede geride kalma sebeplerinden en önemlisi. İlkbahar döneminde çıkacak Metro Last Light ile birlikte hatalarından daha da arınacağını düşündüğüm Metro serisi gene iddialı bir oyunla karşımıza çıkacaktır.
Call of Duty serisi her sene bizlere bir oyun sunarak kendini hiç unutturmayan bir seri olmuştur. Her sene çıkan bu oyunlar dönüşümlü olarak bir Infinity Ward tarafından bir Treyarch tarafından geliştirilmiştir. Ancak hayranların her zaman için asıl merakla beklediği oyun, Infinity Ward’ın geliştirdiği oyunlar oldu. (Modern Warfare serisi gibi.)
Daha çok yan oyunlar yapıyor gözüyle bakılan Treayarch, oyuncuların gözünde bu durumu en sonunda kırmayı başardı. Treayarch tarafından geliştirilen Call of Duty Black Ops, çıkışıyla beraber en çok satan Call of Duty oyunu oldu.
Hızlı ve sürükleyici hikaye anlatımı, ele aldığı dönemi farklı bir bakış açısıyla sunması gibi sizi atmosfere sokan konuların dışında başarılı bölüm tasarımları ve oynanışı ile de tüm FPS severlerin takdirini alan bir oyun olmuştuBlack Ops.
Yakın zamanda çıkan Black Ops 2’yi ilk oyun kadar başarılı bulmasam da FPS seviyorsanız bu iki oyunu da muhakkak görmeniz gerekenler listenize katın derim.
Half-Life’ın tarihte gelmiş geçmiş en iyi 3 FPS oyunu arasında yer aldığını söylesem, sanırım kimsenin bu demece bir itirazı olmaz. Çıkışıyla beraber oyun tarihinde bir çığır açan Half Life’ın devam oyunu uzun yıllar beklenmişti. Bekleme ile doğru orantılı büyüyen beklentilere rağmen Valve, işin altından layıkıyla kalkmayı başarmış ve bizlere Half Life 2 ile müthiş bir FPS deneyimi yaşatmıştı. Eğer tüm zamanların en iyi FPS oyunları diye bir liste yapacak olsaydık Half Life 2 bu listenin en tepelerinde olurdu. Ancak burada konu Half Life 2’den çok Orange Box.
İçerisinde Half Life 2, Half Life 2 Episode 1 ve aynı dönemlerde çıkan Half Life 2 Episode 2’yi barındıran bir pakete bir oyuncu olarak hayır demek olanaksız. Üstelik bu 3 muhteşem oyunun dışında Portal gibi bir şaheser ile de bizi tanıştırması, Orange Box’ı daha da özel kılıyor.
Ubisoft Montreal ekibi tarafından 2012 yılının sonlarına doğru çıkan Far Cry 3, çoğu oyuncu tarafından senenin en iyi oyunları arasında görüldü.
Yabani bir adada olduğumuz hissini sonuna kadar bize yaşatan oyun, yabani hayvanlar, ada yerlileri ve harika ada atmosferiyle sizi kendine ilk dakikasında çekiyor. Çoğu zaman yapacağınız görevi unutup Far Cry 3’ün uçsuz bucaksız adasında bir oraya bir buraya koşturduk.
Ancak oyunun tek artısı sunduğu ada değildi. Oynanış anlamında bize tanıdığı serbestlik, sizi düşmana yaklaştırmadan önce taktik geliştirmeye itiyordu. Karakterinizi geliştirmek için pek çok seçenek de sunan oyun, bu sayede taktik çeşitliliğinizi de arttırıyordu.
Zengin ve şımarık bir adamdan tam anlamıyla bir savaşçıya dönüşmemizin hikayesini anlatan Far Cry 3, yakın tarihin en iyi FPS oyunları arasında kendine yer buluyor.
Yazının yukarısında değindiğim Orange Box paketinin içinde kendine küçük bir yer bulan Portal’ın bu kadar büyüyüp başlı başına bir marka haline geleceği çok insan tarafından ön görülmemiştir.
Bulmacaya dayalı oynanış yapısı, sade ve kaliteli grafikleri, harika atmosferiyle sizi ekran başına kilitleyen oyunlardandı Portal 2.
Bulmaca tasarımları ve sade hikaye sunumunun dışında ufak göndermeleriyle de oyuncuları heyecanlandıran Portal 2, herkesin denemesi gereken farklı bir yapım olmayı başarmış.
Bethesda ve Arkane Studios işbirliği ile ortaya çıkan Dishonored, 2012 senesi içerisinde çıkan en iyi oyunların arasına adını yazdırmayı başardı.
Geçen sene çıkan oyunlar arasında favorim olan Dishonored, gizliliğe dayalı oynanışı, steampunk atmosferi ve hikayesiyle oyuncuları cezbetti. Uzun bir aranın ardından tek kişilik hikayeye bu kadar önem veren bir oyunçıkarmak yapımcı firma adına cesur bir hamleydi. Ancak oyuncular bu hamleyi karşılıksız bırakmadı. Dishonored, oyun kalitesi dışında satış başarısıyla da yüzleri güldürdü.
Yeri geldi baş karakter Corvo’ya yapılan ihanet bize yapılmış gibi hissettik, yeri geldi Corvo’nun intikam yemini bizim intikam yeminimiz oldu. Yapımcı firma, çoğu oyunda eksik kalan bu güçlü duygu bağını o kadar rahat bir şekilde sizle kuruyor ki ne ara kendinizi bu kadar kaptırdığınızı fark edemiyorsunuz.
Hikaye dışında oynanış çeşitliliği ile de sizi vuracak Dishonored’da kılıç, crossbow ve pistol’unuz dışında özel yeteneklerinizi kullanarak her seferinde farklı bir oyun deneyimi yaşayabilirsiniz. Bu yetenekleriniz ve bölüm tasarımlarının kalitesi sayesinde bir bölümü bambaşka yollardan defalarca bitirebilirsiniz. Oyunda yaptığınız ufak tefek seçimlerin bile oyunun akışını değiştirdiğini görmek, Dishonored’ı defalarca bitirme isteği duymanızı sağlayacak bir başka etken olacak.
Yerli gururumuz Yerli kardeşlerin kurduğu Crytek’i hepimiz ilk Far Cry oyunuyla tanımıştık. İlk Far Cry oyununun ardından markanın haklarını Ubisoft’a bırakarak yeni bir marka yaratma arayışına giren Crytek, oyuncuların karşısına Crysis’i koyarak FPS tarihine adını altın harflerle yazdırdı.
Açık uçlu bir adada bizi bırakan oyunun en önemli özelliği gideceğiniz göreve nasıl gideceğinize ve görevi nasıl tamamlayacağınıza karışmamasıydı. Var olan nanosuit özelliklerinizi istediğiniz gibi kullanarak görevi ister sessizce isterseniz de bol aksiyonlu bir şekilde tamamlayabiliyoruz.
Crysis; Far Cry 3 örneğinde olduğu gibi kullandığı mekanikler ile kimi FPS oyunlarına yeni fikirler aşılayan bir yapım oldu.
Son yıllarda oynadığınız oyunların hepsini bir düşünün. Düşündünüz mü? Peki bu oyunlar arasından hikayesiyle aklınıza yer eden oyunları sayın, diye sorsam… BioShock oynamış olanların ilk cevabı zaten bellidir, derim.
Bir FPS olarak belli eksikleri olsa da son yılların en iyi atmosferini ve hikayesini bizlere sunmayı başarmıştı BioShock. 1960 yıllarında var olan ütopik dünya Rapture’a bizleri bırakan oyun, burada yaşanan dramı başarılı bir şekilde bize aktarmayı başardı. Etrafı araştırırken girdiğiniz yerlerde göreceğiniz yan hikayeler, BioShock’un dünyasını daha gerçekçi hale getirerek güçlendiriyordu.
Oynanış bakımından da hatırı sayılır bir kaliteye sahip olan BioShock, barındırdığı RPG ögeleriyle de size yeteneklerinizi geliştirme şansı sunuyor. Normal silahlarınız yanında telekinezi, alev, buz gibi genetik yeteneklerinizle de düşmanlarınıza çeşitli şekillerde zarar verebiliyordunuz. Bu çeşitlilik sizi oyunda tutuyor ve sürekli yeni bir şeyler denemeye itiyordu.
Başarılı oynanış, ahlaki sorgulama, sürükleyici hikaye ve kaliteli grafikleriyle BioShock, son zamanların en iyi tek kişilik hikaye sunan FPS oyunları arasında olmayı sonuna kadar hak ediyor.
Yakın zamanda çıkacak serinin 3. oyunu BioShock Infinite’in de aynı kalitede olacağını tahmin ediyoruz.
